Bu blog sitesine yer verilen İslâmî bilgilerden, maalesef yanlış olarak bilgilenmiş insanların doğru bir şekilde bilgilenmeleri ve belirli bir zaman öncesinden beri ortaya çıkmış yanlış fikirlerin revaç bulmalarını sağlamak isteyen insanlara karşı Ehl-i Sünnet kaynakları doğrultusunda deliller sunularak reddiyede bulunmak suretiyle İslâmî hakikatlerin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Allâh rısazı için gayret bizden, hidayet ise Yüce Allâh'tandır.

6 Kasım 2008 Perşembe

İbn-i Abbâs'ın En-Nûr suresinin 35. âyetinde geçen ve arapçadaki anlamı itibariyle çok anlamlı olan "NÛR" kelimesini "HÂDÎ" olarak tevil etmesi

Arapça asıllı olan "Nûr" kelimesi, arapçadaki manası itibariyle birçok manaya gelebilir. Türkçe dilinde, bu kelimenin arapçadaki asıl manaları itibariyle gelebileceği manalar normalde kullanılmadığı için, bahiskonusu olan kelimenin geçtiği En-Nûr suresinin 35. âyet-i kerimesine mana verilirken, bir açıklama yapılmadığı taktirde Allâh Teâlâ ile ilgili olan bu âyet-i kerimeyi birçok insan yanlış bir şekilde anlayarak (Allâh'ın haşa bildiğimiz ışık olduğuna inanarak) inancı bozulup Dinden çıkmaya maruz kalır.

Dolayısıyla En-Nûr suresinin 35. âyet-i kerimesinde geçen:


{...اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ}

şeklindeki kısmı, şöyle manalandırmak gerekir:
"Allâh göklerin ve yerin Hidayet edenidir."

Yani Allâh gökteki melekleri ve yeryüzündeki bütün müminleri iman nuruna hidayet edendir (iletendir).

Bahiskonusu olan âyette geçen "Nûr" kelimesini "Hâdi" yani "Hidayet eden" olarak tevil eden, bizzat İbn-i Abbâs'tır (radıyallâhu anh). Bunu imam Taberi birde imam Beyhaki "El-Esmâu ve's-sıfât" adlı kitabında rivayet etmiştir.

Ne var ki böyle bir açıklama yapılmadan hazırlanan birçok meallerde yanlış anlayabilme ihtimalini gözönünde bulundurmadan bu ayete verilen mana: "Allâh yerin ve göğün nurudur ..." şeklinde yazılıdır.

Cahil bir insan böyle bir ifadeyi okuyup da bundan Allâh'ın haşa bir ışık olduğuna veya Allâh'ın, kendisinden ışık saçan bir şey olduğuna inanırsa, bütün İslâm alimlerin sözbirliği ile Dinden çıkar ve derhal Allâh'ın ışık olmadığına ve kesinlikle herhangi bir cisim (eni, boyu, genişliği, boyutları, ölçüsü olan bir şey) olmadığına inanarak inancını düzeltip kelime-i şehadeti getirmesi gerekir. Allâh bizleri imana zarar verecek tüm bozuk inanışlardan korusun.

Allâh bilir, bu bozuk inanca düşmüş olan ne kadar insan vardır. Ne mutlu bu bozuk inanca düşenleri uyararak imana dönmelerini sağlayan insanlara.

Hiç yorum yok:

Burada Yayınlanan Bilgilerin Paylaşımı Hakkında

Burada paylaşılan bilgilerin, alıntılanarak başka bir sitede yayınlaması için izin almak gerekmez. Başka insanların yazmış olduğu faydalı bilgileri paylaşmak için Dini açıdan izin almak şart değildir. Önceki zamanda gelmiş alimler, kendi elleriyle kitap telif ederek emekleri daha çok geçtiği halde kitaplarının çoğaltılması hususunda bunun izinsiz olarak yapılamıyacağına dair bir hüküm vermemişlerdir. Çünkü bu İslâm Dinine göre caiz olan bir durumdur. Yani bir kitabın yazarından izin almaksızın o kitabı çoğaltan bir insan mahsurlu olan bir duruma düşmemiştir. Din adına aksini iddia edenler Dine aykırı bir söz söylemiş olurlar.

Ancak kişinin, başkalarına ait olan araştırmalarını kendine aitmiş gibi bir izlenim bırakması da uygun bir davranış değildir. Sözün kısası, başkalarının da faydalanması için alıntılanacak yazının kaynağı belirtilirse uygun olur. Böylece okuyucular diğer yazılardan da faydalanabilirler.

İletişim

Tekliflerinizi ve yazılmış hatalar varsa bu hususlarda ikazlarınızı şurayı: Profilimin tamamını görüntüle tıklayarak ilgili sayfada görüntülenen iletişim kısmındaki email adresi aracılığıyla iletebilirsiniz.

Hakkımda

İlimsizce fetva verenlerin ve kafa karıştırcı bilgileri etrafa yaymaya çalışan birçok insanın önceki zamanlara nazaran oranla daha çok türediği bu zamanda Ehl-i Sünnet'in gerek arapça gerekse türkçe dilinde yazılmış olan kaynak eserlerinden yararlanmak suretiyle İslâmi hakikatlerin ortaya çıkması için müslümanların hizmetine yaptığım araştırmaları paylaşmak isterim. Yüce Allâh'tan niyetimi Kendisi için hâlis kılmasını, riyâkar olmaktan korumasını ve hâlis bir niyet üzerinde kalmamı nasip etmesini dilerim.