Bu blog sitesine yer verilen İslâmî bilgilerden, maalesef yanlış olarak bilgilenmiş insanların doğru bir şekilde bilgilenmeleri ve belirli bir zaman öncesinden beri ortaya çıkmış yanlış fikirlerin revaç bulmalarını sağlamak isteyen insanlara karşı Ehl-i Sünnet kaynakları doğrultusunda deliller sunularak reddiyede bulunmak suretiyle İslâmî hakikatlerin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Allâh rısazı için gayret bizden, hidayet ise Yüce Allâh'tandır.

17 Temmuz 2008 Perşembe

Büyük olan bazı Alimlerin akaitle (inancın temelleri) ilgili sözleri

1- Muhaddis Şeyh Abdullâh el-Hararî (radıyallâhu anhu) şöyle demiştir: "Kime dünya zenginliği verilip de iman verilmemişse sanki ona hiçbir şey verilmemiş gibidir. Fakat kime iman verilip de dünya zenginliği verilmemişse o da sanki hiçbir şeyden yoksun bırakılmamış gibidir."

2- Hanefi mezhepli şeyh Abdulğaniy Nablusî şöyle demiştir: "Kim Allâh’ın gökleri ve yeri doldurduğuna veya arşın üstünde oturan bir cisim olduğuna inanırsa, Müslüman olduğunu iddia etse dahi kâfirdir."

3-Hanefi mezhebinin ileriye gelmiş büyük alimlerinden olan İmam Ebu Bekir el-Cessas "Şerhu Bed’ul-âmâli" (Bed’ul-âmâli şerhi) isimli kitabında küfre düşüren sözleri ele alırken şöyle demiştir: "...veya bir kimse "Allâh altı yöndedir" derse veya bir kimse "Allâh heryerde bulunuyor" derse..." İmam Ebu Bekir el-Cessas hicri 4. asrın sonlarında vefat etmiş bir zattır.

4- Hanbeli mezhepli Fakih Bedruddîn bin Belbân "Muhtasaru’l ifâdât" isimli kitabında şöyle demiştir: "Kim Allâh’ın her yerde bulunduğuna veya bir yerde bulunduğuna inanırsa kâfirdir." Bedruddîn ibnu Belbân olarak bilinen bu zat Şam ehlinden olup Hicri 11. asrın başlarında yaşamıştır.

5- İmam Ahmed bin Hanbel ve İmam Malik’in öğrencisi olan İmam Zunnûn el-Mısrî (radıyallâhu anhuma) şöyle demiştir: "Her ne kadar aklında hayal etsen de Allâh öyle değildir." Allâh akılda hayal edilebilecek bir şey değildir. Akılda hayal edilebilen şey yaratılmış bir şeydir. Dolayısıyla Allâh cisimden (vücuttan), mekandan, yönden, şekilden, suretten, oturmaktan, değişmekten, yerleşmekten ve uzuvlardan münezzehtir.

6- İmam Alî (radıyallâhu anhu) şöyle demiştir: "Bu ümmetten bir topluluk kıyametin yakınlaştığı bir devirde kâfir olarak (imandan) dönecektir." Adamın birisi kendisine "Ey müminlerin emiri! onların küfre girmeleri hangi sebeple olacaktır ? Kötü bir bidat ortaya getirmekle mi yoksa inkar etmekle mi?" diye sorunca cevaben "İnkâr etmekle olacaktır, onlar yaratıcılarını inkâr ederek O’nu cisim ve uzuvlarla vasıflandıracaklardır (nitelendireceklerdir)." demiştir. Bu söz, İbni Muallim el-Kuraşîye ait el yazması olan “Necmu’l muhtedî” isimli kitabın 588. sayfasında geçmektedir. (Bu el yazması kitap paristeki milli kütüphanede bulunmaktadır)

7- İmam Zeynulabidin Ali bin Hüseyin (radıyallâhu anhuma) seccâdiyye sayfasında şöyle demiştir: "Seni noksanlıklardan tenzih ederim. Sen Allâh'sın. Senden başka bir İlâh yoktur. Seni mekân kuşatmaz. Sen hissedilmez ve dokunulmazsın" Bunu, hadis hafızı Hanefi mezhepli Muhammed Murteda ez-Zebidî "İthâfus-sâdeti'l muttekîn" isimli kitabında kendisinden Zeynulabidin'e kadar dayanan kopuk olmayan bir isnatla rivayet etmiştir. Bu sözün manası şöyledir: Allâh mekânsız ve yönsüz olarak vardır. Bu ise bütün müslümanların inancıdır.

8- "Kim Allâh'ın arşın üstünde oturduğuna inanırsa o kâfirdir." Bu sözün İmam Şafiî'ye (radıyallâhu anhu) ait olduğunu İbnu Muallim el-Kuraşîn’in "Necmu’l muhtedî" isimli el yazması kitabının 551. sayfasında bildirildiği gibi Kadı Hüseyin söylemiştir.

9- İmam Ebu Hanîfe (radıyallahu anhu) Kelâm ilmi hakkındaki bir risalesinde şöyle demiştir: "Yaratan yaratıklarına nasıl benzeyebilir!?." Bu demektir ki aklen de naklen de yaratanın yaratıklarına benzemesi mümkün değildir.

10- İmam Malik (radıyallâhu anhu) hakkında kuvvetli ve ceyyid olan bir isnat ile tesbit edildiğine göre şöyle demiştir: "(Allâh) kendisini vasıflandırdığı gibi istiva etmiştir ve nasıl denilemez; nasıllık O'nun hakkında söz konusu olamaz."

11- İmam Alî (radıyallâhu anhu ve kerrame vechehu) şöyle demiştir: "Muhakkak ki Allâh arşı kudretinin büyüklüğünü göstermek için yaratmıştır ve onu kendisine mekân edinmemiştir." Bunu muhaddis (hadis alimi), fakih, lügatçi Ebu Mansur et-Temimî "Tebsira" isimli kitabında rivayet etmiştir.

12- Zühüt sahibi imam şeyh Ahmed er-Rifâî (radiyallâhu anhu) şöyle demiştir: "Allâh’ı bilmek yönünden kulun ulaşabileceği en uç nokta, O'nun keyfiyetsiz (nasıllık, biçim olmaksızın) ve mekânsız olarak var olduğunu kesin olarak bilmektir."

Hiç yorum yok:

Burada Yayınlanan Bilgilerin Paylaşımı Hakkında

Burada paylaşılan bilgilerin, alıntılanarak başka bir sitede yayınlaması için izin almak gerekmez. Başka insanların yazmış olduğu faydalı bilgileri paylaşmak için Dini açıdan izin almak şart değildir. Önceki zamanda gelmiş alimler, kendi elleriyle kitap telif ederek emekleri daha çok geçtiği halde kitaplarının çoğaltılması hususunda bunun izinsiz olarak yapılamıyacağına dair bir hüküm vermemişlerdir. Çünkü bu İslâm Dinine göre caiz olan bir durumdur. Yani bir kitabın yazarından izin almaksızın o kitabı çoğaltan bir insan mahsurlu olan bir duruma düşmemiştir. Din adına aksini iddia edenler Dine aykırı bir söz söylemiş olurlar.

Ancak kişinin, başkalarına ait olan araştırmalarını kendine aitmiş gibi bir izlenim bırakması da uygun bir davranış değildir. Sözün kısası, başkalarının da faydalanması için alıntılanacak yazının kaynağı belirtilirse uygun olur. Böylece okuyucular diğer yazılardan da faydalanabilirler.

İletişim

Tekliflerinizi ve yazılmış hatalar varsa bu hususlarda ikazlarınızı şurayı: Profilimin tamamını görüntüle tıklayarak ilgili sayfada görüntülenen iletişim kısmındaki email adresi aracılığıyla iletebilirsiniz.

Hakkımda

İlimsizce fetva verenlerin ve kafa karıştırcı bilgileri etrafa yaymaya çalışan birçok insanın önceki zamanlara nazaran oranla daha çok türediği bu zamanda Ehl-i Sünnet'in gerek arapça gerekse türkçe dilinde yazılmış olan kaynak eserlerinden yararlanmak suretiyle İslâmi hakikatlerin ortaya çıkması için müslümanların hizmetine yaptığım araştırmaları paylaşmak isterim. Yüce Allâh'tan niyetimi Kendisi için hâlis kılmasını, riyâkar olmaktan korumasını ve hâlis bir niyet üzerinde kalmamı nasip etmesini dilerim.