Bu blog sitesine yer verilen İslâmî bilgilerden, maalesef yanlış olarak bilgilenmiş insanların doğru bir şekilde bilgilenmeleri ve belirli bir zaman öncesinden beri ortaya çıkmış yanlış fikirlerin revaç bulmalarını sağlamak isteyen insanlara karşı Ehl-i Sünnet kaynakları doğrultusunda deliller sunularak reddiyede bulunmak suretiyle İslâmî hakikatlerin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Allâh rısazı için gayret bizden, hidayet ise Yüce Allâh'tandır.

20 Temmuz 2008 Pazar

Salavât getirmek istenildiği zaman nasıl sevap kazanılabileceğine dair dikkate alınması gereken hususlar

Peygamber Efendimize (sallallâhu aleyhi ve sellem) salavat getirmenin fazileti hakkında bir çok hadis vardır. Fakat bu fazilete ulaşmak için dikkat edilmesi gereken hususlar vardır.

Evvela "Allâhumme.." derken lafzı celale Allâh isminde geçen lam iki hareke uzatılmalıdır. Yani salavat getiriken veya başka bir durumda iken lam harfini uzatmadan "All
ah" demek, yanlıştır, haramdır. Ne zaman Allâh diyeceksek buna dikkat etmemeiz gerekir, sadece salavat getirirken değil. Dikkatınızı çekerim ki Allâh diye yazdığımda uzatılan bir harf vurgulansın diye "â" harfini uzatmalı olarak yazmayı eksiltmem.

Sonra "...salli... " derken sonundaki "i" harfini uzatmak yanlıştır ve haramdır. Yani "salliii" demek yanlıştır. Bu yapılmaması gereken uzatmayı yaparak kişi sözde salavat getirdiği zaman iyilikleri yazan melek, bu kişinin ömründe bir defa bile salavat getirdiğini yazmaz. Çünkü bu kişi geçerli olmayacak bir şekilde söylemiştir.

Maalesef Türkiyede bu hataya düşen çok sayıda insan vardır. Bu yanlış tarzda söylenen şekil,
özellikle bayram günlerinde duyulur.

Dolayısıyla onları uyarmak gerekir. Bir de şu var ki "..salliiii" diyerek uzatma yapıldığında Allâh'a yakışmayan bir mana çıkar ortaya.

Sonra "...Mu
hammedin..." derken Peygamber Efendimizin Aleyhisselam Muhammed isminde geçen boğazdan çıkan harfi olduğu gibi söylemek gerekir.

Ayrıca Muhammed isminde geçen şeddeli olan "mim" harfi, iki hareke kadar ğunne[1] ile söylenmelidir ki sevap kazanılabilinsin. Yani "... Muha
mmedin..." derken şeddeli mim harfi ğunnesiz olarak söylenirse böyle söyleyen bir kimse sevap kazanmaz. Böyle demiştir bazı alimlerimiz.


[1] Ğunne, genizden çıkan bir sestir. Tecvid hükümleri öğrenildiği zaman ğunne meselesi, öğrenilen hususlar arasında yer alır.

Hiç yorum yok:

Burada Yayınlanan Bilgilerin Paylaşımı Hakkında

Burada paylaşılan bilgilerin, alıntılanarak başka bir sitede yayınlaması için izin almak gerekmez. Başka insanların yazmış olduğu faydalı bilgileri paylaşmak için Dini açıdan izin almak şart değildir. Önceki zamanda gelmiş alimler, kendi elleriyle kitap telif ederek emekleri daha çok geçtiği halde kitaplarının çoğaltılması hususunda bunun izinsiz olarak yapılamıyacağına dair bir hüküm vermemişlerdir. Çünkü bu İslâm Dinine göre caiz olan bir durumdur. Yani bir kitabın yazarından izin almaksızın o kitabı çoğaltan bir insan mahsurlu olan bir duruma düşmemiştir. Din adına aksini iddia edenler Dine aykırı bir söz söylemiş olurlar.

Ancak kişinin, başkalarına ait olan araştırmalarını kendine aitmiş gibi bir izlenim bırakması da uygun bir davranış değildir. Sözün kısası, başkalarının da faydalanması için alıntılanacak yazının kaynağı belirtilirse uygun olur. Böylece okuyucular diğer yazılardan da faydalanabilirler.

İletişim

Tekliflerinizi ve yazılmış hatalar varsa bu hususlarda ikazlarınızı şurayı: Profilimin tamamını görüntüle tıklayarak ilgili sayfada görüntülenen iletişim kısmındaki email adresi aracılığıyla iletebilirsiniz.

Hakkımda

İlimsizce fetva verenlerin ve kafa karıştırcı bilgileri etrafa yaymaya çalışan birçok insanın önceki zamanlara nazaran oranla daha çok türediği bu zamanda Ehl-i Sünnet'in gerek arapça gerekse türkçe dilinde yazılmış olan kaynak eserlerinden yararlanmak suretiyle İslâmi hakikatlerin ortaya çıkması için müslümanların hizmetine yaptığım araştırmaları paylaşmak isterim. Yüce Allâh'tan niyetimi Kendisi için hâlis kılmasını, riyâkar olmaktan korumasını ve hâlis bir niyet üzerinde kalmamı nasip etmesini dilerim.