Allâh’a mekan tayin eden veya cisim olduğunu söyleyen kimse
muteber alimlere göre müslüman değildir
muteber alimlere göre müslüman değildir
Aşağadaki görüntüler İbni Muallim el-Kuraşî’nin “Necmu’l-muhtedî” kitabının ilk ve sonraki bahiskonusu olan sayfalarının görüntüleridir.



İbni Muallim el-Kuraşîye ait “Necmu’l-muhtedî”[1] kitabının 551. sayfasında (yukarıdaki görüntüde görüldüğü gibi) şöyle geçmektedir: “Kur’anın[2] mahluk (yaratık) olduğunu, Allâh’ın yoklukta olanları var oluşlarından önce bilmediğini söyleyenler ve Kader’e iman etmeyenler gibi ehl-i kıbleden olup (kendilerini müslümanlardan sayıp) da tekfir ettiklerimiz icma ile küfrüne hükmedilmiş kimselerdir. Aynı şekilde Allâh’ın arşın üzerinde oturduğuna inanan da küfre girmiş birisidir. Nitekim bunu Kadı Hüseyin imam Şafiînin sözü olarak bildirmiştir”

Ayrıca İbni Muallim el-Kuraşî’nin “Necmu’l-muhtedî” kitabının 588. sayfasında şöyle geçmektedir: “Alî radıyallâhu anhu şöyle demiştir: ‘Bir topluluk kıyametin yakınlaştığı bir devirde kafir olarak (doğru yoldan) döneceklerdir’ Bunun üzerine bir adam: ‘Onların küfre girmeleri hangi şekilde olacaktır, kötü olan bidatı ortaya getirerek mi yoksa inkar etmekle mi?’ diye sorunca, Efendimiz Alî radıyallahu anhu: ‘İnkar etmekle, onlar Yaratıcılarını inkar ederek O’nu cisim ve uzuvlarla vasıflandıracaklardır (nitelendireceklerdir)’diye cevap vermiştir.”
Kadı Hüseyin İmam Şafiînin ashabının en büyüklerinden birisiydi. İmam Abdu’l-Kerim er-Rafiî onun hakkında şöyle demiştir: “Ona ümmetin habri (âlimi) lakabını verirlerdi”
Ayrıca imam Ebu Hanîfe radıyallâhu şöyle demiştir: “Hiç kimse Allâh’ı bilmemekle özürlü kabul edilmez”.
İmam Ebu Hanîfeye göre İslâm çağrısını yani Allâh’tan başka bir İlâh’ın bulunmadığını ve Muhammed’in Allâh’ın Resulü olduğunu duymamış putperest bir insan dahi Allâh’ı bilmeyerek öldüğü takdirde özürlü kabul edilmiyorken kendini müslüman sanarak Allâh’ın bir mekanda olduğuna inanan bir kimse nasıl olur da özürlü olarak kabul edilir!?. Oysa ki böyle inanan bir kimse de Allâh’ı bilememiştir.
Bütün bu bilgilerden sonra mücessimeyi (Allâh’ın cisim olduğuna inananları) tekfir etmeyenlerden yana olarak şafiî olarak tanınan ve daha başkalarından olan bazılarının sözlerine aldırılamaz. Dolayısıyla mücessimenin küfre girdiklerinin tespiti için şu ayet delildir:
{لَيْسَ كَمِثْلٍهِ شَئٌ}
Manası: “Hiç bir şey O’na (Allâh’a) benzemez” Ayrıca kendini şafiî olarak sayan birisi, icmaî (müçtehid olan alimlerin sözbirliği ile kararlaştırılmış) olan bir meselede, nasıl olur da Allâh’ı cisim olarak vasıflandıran kimseyi tekfir eden imamına (imam Şafiî'ye) muhalefet eder !?.
[1] Bu el yazma kitap; Fransa’daki Paris şehrinin Milli Kütüphanesinde bulunmaktadır.
[2] Kur’an iki anlamda kullanılır, bir anlamı vahiy yoluyla indirilen lafızdır, diğer anlamı ise Allâh’ın Zatının kelamıdır ki bu harf ve ses ile değildir yaratık da değildir. İşte burada bu ikinci anlam kastedilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder