Bu blog sitesine yer verilen İslâmî bilgilerden, maalesef yanlış olarak bilgilenmiş insanların doğru bir şekilde bilgilenmeleri ve belirli bir zaman öncesinden beri ortaya çıkmış yanlış fikirlerin revaç bulmalarını sağlamak isteyen insanlara karşı Ehl-i Sünnet kaynakları doğrultusunda deliller sunularak reddiyede bulunmak suretiyle İslâmî hakikatlerin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Allâh rısazı için gayret bizden, hidayet ise Yüce Allâh'tandır.

Blog Arşivi

9 Haziran 2008 Pazartesi

Önemli bir uyarı: Bütün müslümanların tüm günahları af olunsun diye dua edilemez

Şevberî “Tecrid haşiyetir-ramli el-kebir”inde(1) şu açıklamada bulunmuştur: “İbn Abdusselâm ‘Âmalî’ eserinde bir de Gazali erkek ve kadın mü’minlerin tüm günahları af olunsun ve cehenneme girmesinler şeklinde dua etmenin kesinlikle haram kılındığını kabul etmişlerdir. Çünkü Allâh’ın ve Allâh’ın Resulünün (sallallâhu aleyhi ve sellem) bildirmesi, müminlerin içlerinde cehheneme girecek kimselerin bulunacağını kesin ifade ettiğini kabul ederiz…”

Bu duada (bütün müslümanların tüm günahlarının af olunmasını dilemekte) nassları red etme vardır. Nassları red etmek ise İmam Nesefinin meşhur olan akidesinde dediği gibi küfürdür. İmam Ebu Cefer et-Tahâvî ise şöyle demiştir:“ Azap görülmeyeceğinden emin olmak (Allâh’ın tüm günahkar müslümanları af edeceğine inanmak) ve ümit kesmek (Allâh’ın günahkar olan tüm müslümanlara azap vereceğine inanmak) milletten (İslâm milletinden) çıkarır”

Allâh’ın hiç bir günahkara azap vermeyeceğine inanmak, dalalete saplanmış olan mürcie fırkasının akidesidir (inancıdır) ki bu fırka küfre girmiş olan ehl-i ehvâ’dandır(2). Küfre girmelerinin sebebi ise şöyle demeleridir: “Müslüman olmakla birlikte hiç bir günah zarar vermez nasıl ki kafir olmakla birlikte hasene (iyilik) yarar vermiyorsa”

Bu yaptıkları kıyas bozuktur. Evet gayr-i müslim olan bir kimse ne kadar iyilik yapsa ahirette bundan yararlanamaz. Ancak gayr-i müslim olan kimse Hadis-i şerifte bildirildiği gibi yaptığı iyiliklerinin karşılığını bu dünyada alır. Ahirette ise nasslardan anlaşılacağı gibi gayr-i mü’min, Allâh’ın rahmetinden ve affından yoksundur. Dolayısyla böylesi için Allâh’tan af veya rahmet dilenemez. Küfür üzerinde ölen birisi için Allâh’tan af dileyen kimse sanki diyor ki“Yâ Allâh Kur’anda, kendisini af etmeyeceksin diye bildirdiğin kimseyi sen yine de af et” Bu tür sözlerden Allâh’a sığınırız.

Bu zikrettiklerimizden anlaşılır ki efendimiz Ebu Bekir’e (radıyallâhu anhu) atfedilen bir söz vardır ki kesinlikle aslı yoktur. Uydurulmuş olarak efendimiz Ebu Bekir’e (radıyallâhu anhu) atfedilir ki şöyle demiş: “Yâ Allâh benim vücudumu öyle büyük kıl kı ve beni cehennem girdir ki benden başkası giremesin”

Efendimiz Ebu Bekir (radıyallâhu anhu) bu sözü söyledi diye nakleden kimse şer’i nassları reddeden, Dine muhalefet eden bir sözü güzel bulmuş olur. Böylecede ilimdeki seviyesi belli olur, yani gerçek ilim adamı olmadığı belli olur.

Bu zamanımızda ilim adamı olarak ön plana geçirilen kimi insanlardan bu uydurulmuş sözü duymak, doğrusu hayret edilecek bir durumdur.

Efendimiz Ebu Bekir (radıyallâhu anhu) gelmiş geçmiş ve gelecek olan evliya insanların en üstünür yani Peygamberlerden (aleyhimussâlâtu vesselâm) sonra insanların en üstünüdür. Böyle olan bir zat, nasıl olurda Allâh’a karşı edepsizlik edip de Dine aykırı olan böyle bir sözü söyleyebilsin?! Evliya olan kullar Peygamberlerden (aleyhimussâlâtu vesselâm) sonra Allâh’a ve şeriatine karşı en edepli olan insanlardır.

O halde Dini yalanlayan tüm sözlerden Allâh’ın meczup olmayan evliya kullarını tenzih ederiz. Ancak Allâh sevgisinden dolayı kendinden geçip de ne dediğinin farkında olmayan mezcup bir Evliya, Dine aykırı bir söz söylediği zaman ona günah yazılmaz çünkü kendsinde değil. Yani onun hüküm açısından durumu, aklını kaybetmiş mecnun olan insanın durumu gibidir. Mecnun olan insan için sorumluluk yoktur ona günah yazılmaz. Buna rağmen kendinden geçmiş olan mezcup olan bir Evliyadan Dine aykırı bir söz duyulursa ona karşı çıkılmalıdır, sakit kalınmamalıdır.

Duada Müslümanlar için af dilemeye gelince, yani “Yâ Allâh erkek ve kadın olan mü’minleri af eyle” şeklinde dua etmek şu şekilde anlaşılmaldır: “Yâ Allâh mü’minlerden kimilerinin tüm günahlarını af et, kimilerinin de bazı günahlarını af et”

Şu halde “Yâ Allâh erkek ve kadın olan mü’minleri af eyle” şeklinde dua etmek bütün mü’minlerin tüm günahlarının af olunmasını dilemek anlamında değildir.

Bir hadis-i şerifte mealen şöyle geçmektedir: “Kim erkek ve kadın olan mü’minler için (Allâh’tan) af dilerse onların adedi kadar hasene kazanır.”


(1) Ravdut-tâlib şerhinin hamişi, c.1, s.256
(2) Ehl-i ehva yani Ehl-i Sünnetten sapmış olanlar, iki kısma ayrılırlar. Onlardan kimileri itikat ile ilgili olarak ortaya getirdikleri kötü bidat ile küfre girmeyip sadece günaha girmişlerdir. Kimileri de itikat ile ilgili olarak ortaya getirdikleri kötü bidat ile küfre girmişlerdir. Dolayısıyla murcie fırkası gibi küfrü gerektirecek kötü bidat sahibi olanlar tekfir edilirler, müslümanlardan sayılamazlar.

Hiç yorum yok:

Burada Yayınlanan Bilgilerin Paylaşımı Hakkında

Burada paylaşılan bilgilerin, alıntılanarak başka bir sitede yayınlaması için izin almak gerekmez. Başka insanların yazmış olduğu faydalı bilgileri paylaşmak için Dini açıdan izin almak şart değildir. Önceki zamanda gelmiş alimler, kendi elleriyle kitap telif ederek emekleri daha çok geçtiği halde kitaplarının çoğaltılması hususunda bunun izinsiz olarak yapılamıyacağına dair bir hüküm vermemişlerdir. Çünkü bu İslâm Dinine göre caiz olan bir durumdur. Yani bir kitabın yazarından izin almaksızın o kitabı çoğaltan bir insan mahsurlu olan bir duruma düşmemiştir. Din adına aksini iddia edenler Dine aykırı bir söz söylemiş olurlar.

Ancak kişinin, başkalarına ait olan araştırmalarını kendine aitmiş gibi bir izlenim bırakması da uygun bir davranış değildir. Sözün kısası, başkalarının da faydalanması için alıntılanacak yazının kaynağı belirtilirse uygun olur. Böylece okuyucular diğer yazılardan da faydalanabilirler.

İletişim

Tekliflerinizi ve yazılmış hatalar varsa bu hususlarda ikazlarınızı şurayı: Profilimin tamamını görüntüle tıklayarak ilgili sayfada görüntülenen iletişim kısmındaki email adresi aracılığıyla iletebilirsiniz.

Hakkımda

İlimsizce fetva verenlerin ve kafa karıştırcı bilgileri etrafa yaymaya çalışan birçok insanın önceki zamanlara nazaran oranla daha çok türediği bu zamanda Ehl-i Sünnet'in gerek arapça gerekse türkçe dilinde yazılmış olan kaynak eserlerinden yararlanmak suretiyle İslâmi hakikatlerin ortaya çıkması için müslümanların hizmetine yaptığım araştırmaları paylaşmak isterim. Yüce Allâh'tan niyetimi Kendisi için hâlis kılmasını, riyâkar olmaktan korumasını ve hâlis bir niyet üzerinde kalmamı nasip etmesini dilerim.