Bu blog sitesine yer verilen İslâmî bilgilerden, maalesef yanlış olarak bilgilenmiş insanların doğru bir şekilde bilgilenmeleri ve belirli bir zaman öncesinden beri ortaya çıkmış yanlış fikirlerin revaç bulmalarını sağlamak isteyen insanlara karşı Ehl-i Sünnet kaynakları doğrultusunda deliller sunularak reddiyede bulunmak suretiyle İslâmî hakikatlerin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Allâh rısazı için gayret bizden, hidayet ise Yüce Allâh'tandır.

Blog Arşivi

9 Haziran 2008 Pazartesi

Vehhabilerin tekfirciliği ve dalaletleri ile ilgili açıklamalar


İbn Baz, Buhari şerhi üzerine yaptığı talikinde (2. cüz, Daru’l-Marife baskısı, Beyrut s. 95) Sahabi olan Bilal ibnu el-Haris el-Muzeniyi tekfir etmiştir. Bununla da kalmayıp Bilal ibnu el-Harisin Peygamber Efendimizin kabrini ziyaret etmesini ve hz. Ömerin Zamanında yaşanan kıtlık zamanında Peygamber Efendimizle tevessül etmesini şirk saymıştır. Bu tavra sahip olan tek o değildir. Büyük önderleri mücessim olan ibni teymiye de meşhur olan sahabi Abdullâh ibnu Ömeri tekfir etmiştir. Oysaki Peygamber Efendimiz Abdullâh ibnu Ömere salih olmakla şahitlik etmiştir. Ayırca ilim, anlayış ve vera ile tanınan birisiydi. İbni teymiyenin bu ifadesi ise “Iktidâ essiratu’l Mustekim” isimli kitabında ( Daru’l-Marife baskısı, Beyrut s. 390) İbni Ömerin Peygamber Efendimizin namaz kıldığı yerleri araştırdığını naklettikten sonra geçmektedir. İbni teymiye bunu zikretikten sonra aynen şu ifadeyi kullanır: “Bu ise Allâh’a şirk koşmaya vesiledir.”


İşte İbni teymiyeyi kendine örnek alarak Bilal ibnu el-Haris el-Muzeniyi tekfir edenden ve onun yolunu izleyenlerden artık ne beklenir. İşte böyleleri kendileri hariç ümmeti kapsayacak şekilde umum-i tekfircilik hastalağına sahip olanlardır.

Vehhabilerin kendileri ve yollarını benimseyenler hariç herkesi tekfir ettiklerine dair verilebilecek örneklerden biri şu ki Abdurrahman ibnu Hasen ibnu Muhammed bin AbdulVehhab’ın bizzat kaleme aldığı “Fethu’l-Mecid şerh Kitabettevhîd“(Bu kitaba AbdulAziz ibn Baz taliklerde bulunmuştur Darun-nedve el-cedide s. 190) isimli kitabında korkunç açıklamalarda bulunarak Şam diyarlarında, yemende, Arap yarım adasında, Hizacda, Irakta ve Mısırda bulunan Ehl-i Sünneti tekfir ediyor ve Şam ehlinin İbni Arabiye taptıklarını, Mısır ehlinin Bedeviye taptıklarnı, Irak ehlinin Ceylaniye taptıklarını, Hicaz ehlinin tağutlara, taşlara, ağaçlara ve kabirlere taptıkalarını iddia ediyor.

Müslümanlardan oluşan bu yerler ve ülkelerin insanları onlara göre kafir ise Müslümanlar nerede kaldılar?


İbn Salih Useymin, ki tipik vehhabilerdendir kendisi, imam Neveviyi ve İbni Hacer el-Askalanî’yi (rahimehumellâh) dalaletle itham etmeye cüret ederek “Likau’l babil meftuh” isimli kitabının (Daru’l-vatan baskısı, Riyad) 42. sayfasında şöyle demiştir: “Onların ikisi Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemaatten değillerdir”

Hiç yorum yok:

Burada Yayınlanan Bilgilerin Paylaşımı Hakkında

Burada paylaşılan bilgilerin, alıntılanarak başka bir sitede yayınlaması için izin almak gerekmez. Başka insanların yazmış olduğu faydalı bilgileri paylaşmak için Dini açıdan izin almak şart değildir. Önceki zamanda gelmiş alimler, kendi elleriyle kitap telif ederek emekleri daha çok geçtiği halde kitaplarının çoğaltılması hususunda bunun izinsiz olarak yapılamıyacağına dair bir hüküm vermemişlerdir. Çünkü bu İslâm Dinine göre caiz olan bir durumdur. Yani bir kitabın yazarından izin almaksızın o kitabı çoğaltan bir insan mahsurlu olan bir duruma düşmemiştir. Din adına aksini iddia edenler Dine aykırı bir söz söylemiş olurlar.

Ancak kişinin, başkalarına ait olan araştırmalarını kendine aitmiş gibi bir izlenim bırakması da uygun bir davranış değildir. Sözün kısası, başkalarının da faydalanması için alıntılanacak yazının kaynağı belirtilirse uygun olur. Böylece okuyucular diğer yazılardan da faydalanabilirler.

İletişim

Tekliflerinizi ve yazılmış hatalar varsa bu hususlarda ikazlarınızı şurayı: Profilimin tamamını görüntüle tıklayarak ilgili sayfada görüntülenen iletişim kısmındaki email adresi aracılığıyla iletebilirsiniz.

Hakkımda

İlimsizce fetva verenlerin ve kafa karıştırcı bilgileri etrafa yaymaya çalışan birçok insanın önceki zamanlara nazaran oranla daha çok türediği bu zamanda Ehl-i Sünnet'in gerek arapça gerekse türkçe dilinde yazılmış olan kaynak eserlerinden yararlanmak suretiyle İslâmi hakikatlerin ortaya çıkması için müslümanların hizmetine yaptığım araştırmaları paylaşmak isterim. Yüce Allâh'tan niyetimi Kendisi için hâlis kılmasını, riyâkar olmaktan korumasını ve hâlis bir niyet üzerinde kalmamı nasip etmesini dilerim.