Bu blog sitesine yer verilen İslâmî bilgilerden, maalesef yanlış olarak bilgilenmiş insanların doğru bir şekilde bilgilenmeleri ve belirli bir zaman öncesinden beri ortaya çıkmış yanlış fikirlerin revaç bulmalarını sağlamak isteyen insanlara karşı Ehl-i Sünnet kaynakları doğrultusunda deliller sunularak reddiyede bulunmak suretiyle İslâmî hakikatlerin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Allâh rısazı için gayret bizden, hidayet ise Yüce Allâh'tandır.

Blog Arşivi

9 Haziran 2008 Pazartesi

İbni teymiyenin felsefi görüşüne dair


Bedruddîn ez-Zerkeşî “Teşnîfe’l-mesâmi’“ isimli eserinde şöyle demiştir: “Bu alem, yüksekliğinde ve aşağısında bulunanlar, maddeleri, arazları ve sureti olmak üzere cümlesiyle muhdestir (varlığa getirilmiştir). Bunlar yokken var olmuşlardır ve buna dair milletlerin (ehl-i kitabın) icmaı vardır ve buna felsefecilerden başka muhalefet eden olmamıştır. Bunlardan kimileri Fârabî ve İbni Sînâdır, bunlar şöyle demişlerdir: ’Alem maddesi ve sureti ile kadîmdir (ezelidir, başlangıçsızdır), maddesi kadîm sureti ise muhdes olduğu da denilmiştir.’“ Sonra ez-Zerkeşî devamla şöyle demiştir:“…Müslümanlar onları dalalette saymışlar ve tekfir etmişlerdir (kafir olarak saymışlardır)“


Bedreddîn ez-Zerkeşînin bununla demek istediği şudur ki bu husus (alemin cinsinin ezeli olduğunu kabullenmek) İslâm alimlerinin icmaı ile küfürdür.

Bedruddîn ez-Zerkeşî, zamanında dünyanın alimi olan Siracuddîn el-Bulkîni’den tahsil görmüş aslı türk olan bir zattır.

Dolayısıyla İbni Teymiye birçok kitabında alemin madde itibariyle ezeli olduğunu söylediği için küfre girmiştir.

Ayrıca İbni Sinan'ın da küfür içeren bozuk bir inanç üzerinde olduğu, ez-Zerkeşinin sözünden anlaşılır.

Hiç yorum yok:

Burada Yayınlanan Bilgilerin Paylaşımı Hakkında

Burada paylaşılan bilgilerin, alıntılanarak başka bir sitede yayınlaması için izin almak gerekmez. Başka insanların yazmış olduğu faydalı bilgileri paylaşmak için Dini açıdan izin almak şart değildir. Önceki zamanda gelmiş alimler, kendi elleriyle kitap telif ederek emekleri daha çok geçtiği halde kitaplarının çoğaltılması hususunda bunun izinsiz olarak yapılamıyacağına dair bir hüküm vermemişlerdir. Çünkü bu İslâm Dinine göre caiz olan bir durumdur. Yani bir kitabın yazarından izin almaksızın o kitabı çoğaltan bir insan mahsurlu olan bir duruma düşmemiştir. Din adına aksini iddia edenler Dine aykırı bir söz söylemiş olurlar.

Ancak kişinin, başkalarına ait olan araştırmalarını kendine aitmiş gibi bir izlenim bırakması da uygun bir davranış değildir. Sözün kısası, başkalarının da faydalanması için alıntılanacak yazının kaynağı belirtilirse uygun olur. Böylece okuyucular diğer yazılardan da faydalanabilirler.

İletişim

Tekliflerinizi ve yazılmış hatalar varsa bu hususlarda ikazlarınızı şurayı: Profilimin tamamını görüntüle tıklayarak ilgili sayfada görüntülenen iletişim kısmındaki email adresi aracılığıyla iletebilirsiniz.

Hakkımda

İlimsizce fetva verenlerin ve kafa karıştırcı bilgileri etrafa yaymaya çalışan birçok insanın önceki zamanlara nazaran oranla daha çok türediği bu zamanda Ehl-i Sünnet'in gerek arapça gerekse türkçe dilinde yazılmış olan kaynak eserlerinden yararlanmak suretiyle İslâmi hakikatlerin ortaya çıkması için müslümanların hizmetine yaptığım araştırmaları paylaşmak isterim. Yüce Allâh'tan niyetimi Kendisi için hâlis kılmasını, riyâkar olmaktan korumasını ve hâlis bir niyet üzerinde kalmamı nasip etmesini dilerim.