Bu blog sitesine yer verilen İslâmî bilgilerden, maalesef yanlış olarak bilgilenmiş insanların doğru bir şekilde bilgilenmeleri ve belirli bir zaman öncesinden beri ortaya çıkmış yanlış fikirlerin revaç bulmalarını sağlamak isteyen insanlara karşı Ehl-i Sünnet kaynakları doğrultusunda deliller sunularak reddiyede bulunmak suretiyle İslâmî hakikatlerin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Allâh rısazı için gayret bizden, hidayet ise Yüce Allâh'tandır.

Blog Arşivi

9 Haziran 2008 Pazartesi

İmam Ebu Hanife'nin sözünün doğru açıklaması

İmam Ebu Hanife (radıyallâhu anhu) 'Fıkh'ul-ebsat' isimli eserinde şöyle demiştir (1): "Kim 'Rabbim gökte midir yoksa yerde midir bilmem' derse o küfre girmiştir.

Vehhabiler İmam Ebu Hanifenin sözünün manasını çarpıtarak bizzat Allâh'ın gökte olduğuna inandığını ve bu inancı kabul etmeyen kimseyi tekfir ettiğini iddia etmişlerdir.

Halbuki İmam Ebu Hanifenin, bu sözüyle Allâh'a mekan isnat etmenin küfür olduğunu demek istediği başka alimlerin açıklamalarından anlaşılır.

İzz ibn Abdusselâm (h. 660) "Hillu'r-rumuz" isimli eserinde bu doğrultuda mutabakat göstererek şöyle demiştir:"Çünkü bu söz ('Rabbim gökte midir yoksa yerde midir bilmem' sözü) Hakkın (Allâh'ın) bir mekanı olduğu izlenimini verir. Hakkın bir mekanı olduğunu kuruntu eden kimse ise müşebbih'tir (Allâh'ı yarattığı şeylere benzetendir)"

Molla Aliyyu'lkari el-hanefi bunu uygun bularak şöyle demiştir(2): "İbn Abusselâm'ın en celil ve en sika (güvenilir) olan alimlerden olduğu hususunda şüphe yoktur. Dolayısıyla onun nakline itimat etmek vaciptir.

Ayrıca İmam Ebu Hanifenin beş risalesini açıklamış olan allame Kemaleddîn el-Beyadî (h.1097) İmam Ebu Hanifenin şu sözünü açıklarken (3): “…Dolayısıyla o (İmam Ebu Hanife) şöyle demiştir: “Kim ’Rabbim gökte midir yoksa yerde midir bilmem’ derse kafirdir“ Çünkü bu kimse Barî’nin (Allâh’ın) bir yönde bulunma ve yer kaplama özelliği olduğuna kaildir. Bir yönde olma ve yer kaplama özelliği olan herkes zorunlu olarak muhtaçtır ve muhdestir (varlığa getirilmiştir). Dolayısıyla bu söz Hak Teâlâ hakkında noksanlık içermektedir…“

(1) Muhammed Zahit el-Kevseri tahkikiyle, Mecmuatu resail Ebî Hanife s.12
(2) Fıkh-ı ekber şerhi, s.197
(3) İşârâtu’l-merâm, s. 200

Hiç yorum yok:

Burada Yayınlanan Bilgilerin Paylaşımı Hakkında

Burada paylaşılan bilgilerin, alıntılanarak başka bir sitede yayınlaması için izin almak gerekmez. Başka insanların yazmış olduğu faydalı bilgileri paylaşmak için Dini açıdan izin almak şart değildir. Önceki zamanda gelmiş alimler, kendi elleriyle kitap telif ederek emekleri daha çok geçtiği halde kitaplarının çoğaltılması hususunda bunun izinsiz olarak yapılamıyacağına dair bir hüküm vermemişlerdir. Çünkü bu İslâm Dinine göre caiz olan bir durumdur. Yani bir kitabın yazarından izin almaksızın o kitabı çoğaltan bir insan mahsurlu olan bir duruma düşmemiştir. Din adına aksini iddia edenler Dine aykırı bir söz söylemiş olurlar.

Ancak kişinin, başkalarına ait olan araştırmalarını kendine aitmiş gibi bir izlenim bırakması da uygun bir davranış değildir. Sözün kısası, başkalarının da faydalanması için alıntılanacak yazının kaynağı belirtilirse uygun olur. Böylece okuyucular diğer yazılardan da faydalanabilirler.

İletişim

Tekliflerinizi ve yazılmış hatalar varsa bu hususlarda ikazlarınızı şurayı: Profilimin tamamını görüntüle tıklayarak ilgili sayfada görüntülenen iletişim kısmındaki email adresi aracılığıyla iletebilirsiniz.

Hakkımda

İlimsizce fetva verenlerin ve kafa karıştırcı bilgileri etrafa yaymaya çalışan birçok insanın önceki zamanlara nazaran oranla daha çok türediği bu zamanda Ehl-i Sünnet'in gerek arapça gerekse türkçe dilinde yazılmış olan kaynak eserlerinden yararlanmak suretiyle İslâmi hakikatlerin ortaya çıkması için müslümanların hizmetine yaptığım araştırmaları paylaşmak isterim. Yüce Allâh'tan niyetimi Kendisi için hâlis kılmasını, riyâkar olmaktan korumasını ve hâlis bir niyet üzerinde kalmamı nasip etmesini dilerim.